Bugun Onikinci ayın 9’u yani Türkiye cumhuriyeti var. Yani ;Krallık Bitti , demokratik bir ülke var. Bizim köydede bir deli var ki Kendisi köyün ağası muhtarı herşeyi olur . Bu adam kendini kral ilan etti  köy korucularına 50 100 tane paralı askerinin neyine güveniyorsa..? Eee köyde herkesin ona ahım şahım bakmasını seviyor egosu tavan yapıyor ve bir gün tüm dünyanın kralı olacağına inanıyor daha 50 yaşında ben daha yolun yarısında bile değilim diyor..

Bu adam hakkında ne dersiniz?. Pekde bişey söylenmez deli işte hırsı yüzüne bu hale geldi ama parası olduğu için köyde güçlü olduğu için laf eden yok. bi kaç köylearada arası bozulur çatışma olur . Hep başımız ağrır bizim o ağamız yüzüne. Delidir diyolar diğer köylerdeki ağalar ama delilik değil hırs gözünü kör etmiş aklını kaçırmış bu sayede bu köy ağası.. Bizim  köyün ağasına laf edebilen yok ! Arkasından konuşan çok! Muhtarlık seçimlerinde herkes oyunu bizim köy ağasına verirler. Niyeymiş deli meli ama ağalık ona yakışıyor diğer köylerden ize artık laf eden yok diye. İçten pazarlıklı bir köy halkı işte.. NEyse gel zaman git zaman bu köy  ağamız  kralım ama neden tek burda geziniyorum diyerek yan köylere gitmiş. Subazlı köyü , Ahmarsanı köyü sırayla o köy bu köy tek tek köylerin hepisinde ağa olmuş.. Ee köy devletin haberi yok. Sonra Valiye giden bi şikayetle bizim köy ağamız valiyedekafa tutmuş kerndisni uyardı diye. Baktı vali kafası kırık bunun tutuklayın dedi ve tutuklattı. Kolunu bile kıpırdatmadan..Köy ağası daha 51 yaşına görmeden mapushanedeVefat etti. Daha kral olucaktı amma yaşı yetmedi. Bu hikayeden ne çıkardık biz? Herşeyin bir sonu vardır uzun lafın kısası. Bugun bbc.com/turkce deki haberleri okurken bi haber dikkatimi çekti .Tüm büyük haber siteleri gibi Bbc.co nunda ana haberleri bizim dünyanın  Lideri olan ülkemiz Türkiye ve Dünyanın Kralı olan cumhurumuz . Haber şu şekilde: (guardiangazetesi: KAynak: http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151206_guardian_stone_erdogan ) Guardian’da Bilkent Üniversitesi Rusya Çalışmaları Merkezi Direktörü Norman Stone’un kaleme aldığı makalede, Türkiye’nin Rusya’ya meydan okumasının çok büyük bir hata olabileceği belirtiliyor.

Stone yazısına, Türkiye’nin dış politikasındaki agresifliğin nispeten yeni bir tavır olduğunu, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2009’da Davos’ta o dönemki İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e yaptığı çıkışla başladığını belirterek başlıyor.

Makalede Erdoğan’ın, bu tavrın kendisine Türk iç siyasetinde ve Arap dünyasında getirdiği destek ile Suriye’ye değişim getirmek istediği, sonunda Rusya’nın savaş uçağını düşürerek daha önce hiç benzerini yaşamadığı bir durumla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca izlediği dış politikanın kısa bir özetinin de yapıldığı makale şöyle devam ediyor:

“Türkiye uzun yıllar boyu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ sözüyle paralel olarak sağduyulu bir dış politika izlemişti. Modern Türkiye’nin en önemli şahsiyetlerinden Turgut Özal da bu geleneği sürdürdü. Özal dindar bir geçmişe sahipti, ama din üzerine fazla gitmenin gerçek bir sorun yaratacağını biliyordu. (…) Özal öldüğünde ardında bu politikasını sürdürebilecek muhafazakar bir blok bırakmadı. Onun yerine şu an, tüm gücü elinde tutan Erdoğan’ın lideri olduğu, dindar nesiller yetiştimeyi görev edinmiş, dindar bir AKP var.”

“IŞİD’in Türkiye’den yardım aldığı çok açık”

Stone yazısında Moskova’nın Türkiye’nin IŞİD’le işbirliği yaptığına dair iddiasını da destekliyor.

“Erdoğan’ın önceliği (Suriye lideri) Beşar Esad’dan kurtulmak olduğuna göre, IŞİD’in Türkiye’den yardım aldığı çok aşikar” diyen Norman Stone, Erdoğan’ın şimdiye kadar oldukça başarılı olmuş olan bu maceracılığının artık ülkeyi yıkıma sürükleyebileceği yorumunu yapıyor.

“Erdoğan sarayında otururken, kendisini Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden canlandıran kişi olarak görüyor” diyen Stone, Rusya’ya meydan okumanın 16. yüzyıldaki kadar kolay olmadığını ifade ediyor.

TIKLAYIN: Guardian: Rusya, domates tehdidiyle siyasi başarısızlıklarını örtüyor

“Öldürücü darbeler Doğu’dan gelir”

Image copyrightAP

Makale şöyle devam ediyor:

“Erdoğan, geleneksel Türk dış politikasından uzaklaşırken öldürücü darbelerin Batı’dan değil Doğu’dan geldiğini unuttu. İran ve Suriye’nin 19. yüzyılda iki kez İstanbul’a kadar ilerlemişti. Şimdi Batılı güçler IŞİD karşısında Esad’ı desteklemek için Rusya ile iş birliği yapmaya hazır görünüyor. Bu, diğer bir deyişle Türkiye’nin yalnız kalabileceği anlamına geliyor”.

“Türkiye’nin planı Rus jetini düşürerek Rusya’yı provoke etmek ve karşılığında ABD’yi Suriye’de uçuşa yasak bölge ilan edilmesine zorlamaya mı çalışmaktı?” diye soran Stone, Anadolu’da kendisini destekleyen seçmenin “kışın soğuğunu” hissetmesiyle birlikte, bu son adımın Erdoğan’ı düşürecek bir adım olup olmadığını sorguluyor.

Makale şu cümleyle son buluyor: “Türkiye’nin lideri için öğrenilmesi gereken tek bir ders varsa o da şu: Rusya’yı provoke etme!”

Çok güzel yazmışlar ellerine sağlık. Eğer biz göz yumarsak başkalarının krallık hayaline olan bize olur. Başkası kral olucak diye ne kralın haremine grin ne kralın şebeği nede g.tünün kılı olun :).. saygılarım ve sevgilerimle bu uçsuz bucaksız evrende g.t kılı olmayanlara..

Yorum bırakın